Herkese merhaba. Piyanist gerçekten uzun süredir izlemeyi istediğim ama bir türlü fırsat bulup da izleyemediğim bir filmdi. İkinci Dünya Savaşı'nı konu alan filmleri izlerken olduğu gibi yine boğazımda büyük bir yumruyla filmi izledim. Yaşananların gerçek olmamasını umdum. Çünkü böyle bir vahşetin, böyle bir zulmün, bu denli vicdansızca katledilmiş insanların gerçekten var olmasını kabullenemedim. Belki de kabullenmek istemedim. Zaten hala daha filmin etkisinden çıkabilmiş değilim.
Her ne kadar gerçek olmamasını umsam da, malesef ki film gerçek bir dramı konu ediniyor. Polonyalı ünlü piyanist Wladyslaw Szpilman'ın anılarını anlattığı aynı isimli kitaptan uyarlanan film, Nazi döneminde her şeyini kaybettikten sonra esir kampından kurtulan ve yaşamını Varşova'nın kenar mahallelerinde saklanarak geçiren Yahudi bir piyanistin yaşamını konu ediniyor.
Hayatımda izlediğim en etkileyici filmlerden biriydi desem abartmış sayılmam herhalde. Filmi çok ama çok beğendim. Ama bazı sahneler vardı ki, izlerken bile yüreğim parçalandı. Ben gerçek olmayan bir uyarlamayı bile izlerken bu denli sarsıldıysam, insanlar geçmişte bu vahşete, bu zulme nasıl dayandılar? Peki onlardan şanslı olanlar sabretti ve kurtuldu diyelim ama peki ya onlara bu zulmü yapanlar, yürekleri nasıl kaldırdı bütün bunları? İnanın aklım almıyor. Aklım da, vicdanım da tüm bunları kaldırmıyor. Ama zaten asırlardan beri durum böyle değil mi? Bu izlediğim sadece küçük bir kesitti sonuçta. İşte asıl korkuncu da bu zaten. Peki elimizde geriye kalan ne? Sadece koca bir enkaz. O kadar. Ama yine de son sürat yakıp yıkmaya devam ediyoruz insanlık olarak.
DİKKAT DİKKAT SPOILER GELİYOR!
Filmde pek çok sahneyi midem de vicdanım da kaldırmadı. Ama beni özellikle en çok üzen olaylardan biri de, Yahudi piyaniste yardım eden Alman askerin esir kampında ölümü oldu. İşkence yapan, insanları paçavra gibi bir kenara savuran, cehennem zebanisi kılığına bürünmüş tüm o 'askerlerin' içinde, 'Tanrı bizim yaşamamızı istiyor, önemli olan bu' diyebilen bir askerin bu denli acı bir son yaşaması beni gerçekten üzdü ve bir o kadar da etkiledi.
SPOILER BİTTİ RAHAT RAHAT OKUYABİLİRSİNİZ!
Sonuç olarak, her ne kadar yüreğimi sızlatsa ve midemi kaldırsa da filmden gerçekten çok etkilendim. Sanırım Nazi Almanyası bu denli iyi uyarlanabilirdi bir filme. Oyunculuklar zaten çok güzeldi. Başrolü canlandıran Adrien Brody'nin oynadığı diğer filmleri de izlemeyi istiyorum.
ALINTILAR
– Lütfen ateş etmeyin, ben Polonyalıyım.
+ Neden o zaman o lanet olası Alman paltosunu giyiyorsun ?
– Üşüyorum.
Bizi yaralarsanız kanamaz mıyız?
Bizi gıdıklarsanız gülmez miyiz?
Bizi zehirlerseniz ölmez miyiz?
…
Ve bize karşı yanlış davranırsanız,
intikam almaz mıyız?
Sanki çok ömrümüz varmış gibi, beklemeyi öğretiyor bize hayat.
Wladyslaw Szpilman: Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
Captain Wilm Hosenfeld: Tanrıya teşekkür et, bana değil. O bizim yaşamamızı istiyor. İnanmamız gereken şey bu.
Filmi izlemediyseniz siz de mutlaka izlemelisiniz bence. Şimdilik hoşçakalın. Güzel günler. :)
Bu filmi hep açıp ilk 10 dakikasını izleyip çıkmıştım, aynısınız hayat güzeldir filminde de yaşadım ve bir gün oturup izledim gerçekten çok etkilendim konuları da çok benziyor. Bu filmi de izlemem gerektiğini düşünüyorum artık. Şu üşüyorum alıntısı da çok iyi ya...
YanıtlaSilHayat Güzeldir'i izlemek benim de aklımda ama aynı durumu ben de yaşıyorum. Ben de bir gün oturup izlesem iyi olacak onu. Piyanist'i de gerçekten çok beğendim. İnsanın kanını donduran sahneler var olmasına var ama filmin etkileyiciği de burada sanırım, öneririm :)
SilBu filmi izlemiştim.İnsanlık tarihi hep acılarla yoğrulmuş olduğundan mıdır bilmem bazı sahneleri beni çok etkilemişti. Güzel bir filmi güzel yorumlamışsın.Emeğine sağlık...
YanıtlaSilFilmi sonunda izlediğim için ben de mutluyum. Bazı kısımlar gerçek olamayacak kadar korkunçtu ama ne yazık ki gerçeklerdi sanırım. Olayın o boyutunu düşünmek dahi istemiyorum. Ayrıca teşekkür ederim :)
SilÇıktığı zaman nasıl da popülerdi. Yaklaşık 2 sene bizim ülkede sıkça konuşulduğunu hatırlıyorum. Yaşım baya küçükken filme denk gelirdim ama ne anlattığını çok anlamadığımdan sıkıldığımı anımsarım. Bilmiyorum izler miyim, nedense 2. Dünya Savaşı konulu şeyleri sevmiyorum.
YanıtlaSil2. Dünya Savaşı'nı konu alan filmleri hem seviyorum, hem de sevmiyorum ben. Bazı filmler olayları görmemiz açısından faydalı oluyor ama yaşananları kabullenmek istemiyorum çoğu zaman. O yüzden de sevmiyorum. Ama izlemeni öneririm filmi :)
SilBu filmin ismini sık sık duyuyorum, merak da ediyorum ama film izleme alışkanlığım olmadığından izleyemem sanırım. Kitabını merak ediyorum asıl, ne zamandır aklımda ama yolumuz kesişmedi hiç, karşılaşırsam okurum umarım, sende çok güzel anlatmışsın. :)
YanıtlaSilKitabını ben de merak ediyorum. Ama filmini izlemeni de öneririm :)
SilSpoiler kısımındaki o Alman beni de üzmüştü,işte ırk din dil farketmiyor iyisi de var kötüsü de bazı iyiler de kötülerin içinde araya kaynıyor.
YanıtlaSilKesinlikle çok haklısın. Filmde ana karakterden bile çok o adama üzülmüşümdür. İstese o da menfaatleri uğruna piyaniste yardım etmeyebilirdi ama sonunda kuruyla yaş aynı anda yandı.
SilKült filmlerinden bir tanesi. Fakat dram türünde olduğu için izleme cesaretini bulamadım kendimde.
YanıtlaSilKesinlikle izlemelisin. Ama öyle sahneler var ki.. Böyle insanın yüreği parçalanıyor, içi kalkıyor ama izlemeye devam ediyor bir yandan. Çünkü bunlar bir zamanlar yaşanan şeyler. Öyle olmamasını umsam da.
SilFilmi ben de izlediğimde çok beğenmiştim.
YanıtlaSilGerçekten de etkileyici bir film.
SilPiyanist'i yıllar önce Show Tv'de yayınladıklarında izlemiştim. Hatta lisedeydim o zaman, ertesi gün edebiyat öğretmenimiz filmden bahsetmişti. O zamanlar Hayat Bilgisi yayınlanıyordu. Bir sahnesinde Afet Hoca öğrencilerine bu filmi tavsiye ediyordu. Aradan yıllar geçti, detaylarını unuttum. Bir ara oturup baştan izlemek isterim.
YanıtlaSilİzlediğim için çok memnun olduğum, oldukça etkileyici, beni adeta serseme çeviren bir filmdi. Aradan zaman geçtikten sonra ben de tekrardan izlemek istiyorum.
Sil